Kayıtlar

2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

bir ses bir heves

Sözle gelenin figanı duyulur giderken sesle Yok makam-ı ebedi sevdasıdır gider hevesle

ölümsüzlük şerbeti

İnsanoğlu hep geç olduğunda anlar En azından ben sevgilim Dün "sizden" esirgediğim tüm güzel sözleri Bugün yokluğuna armağan ediyorum Böylece anlam kazanmakla kalmıyor hislerim Yokluğum içinde kavuşuyor ölümsüzlüğe Ruhumla bağlanıp ab-ı hayatı içiriyor bana Elde edilecek tüm başarıların ötesinde Lokman'ın reçetesini yazıyor acısıyla her gün Var oluşumu ispatlıyor her var oluşa Dizeler uçup sayende vardıkça kulaklara

Yeşili azalan

Böyle giderse semtim Ye Diyecekler ki: eskidenmiş Bahçeli evler Zira gün geçtikçe azalıyor yeşiller Bunu fark ediyormuş gibi Yazın daha çok polen verir oldu bitkiler

Duraksayıp

Şimdilerde aynı anda duraksayıp  Belki de dalacağız uzaklara Sebebini bilmesek de Gözlerimiz sanki yek diğerini arıyorcasına Bulunduğumuz eksik yerlerden  Boşluğa bakıp uzaklaşacağız Boşluk kavuşacak günün birinde Gözlerimizden çıkan ışınlar da Elbet gerçek olacak bu vuslat  Ta ki biz geçtikten sonra  Birbirimizden

kaostan çıkış

Ve bir deprem olur anlarsın Kimi ne çok sevdiğini Çaresizce yürürken bir başına Ulaşmak istersin her rüzgarla Ümit olur hatıraların biriktiği sokaklardan  Neşeli çocuk sesleri yükselirken  İşte böyle unutulur gider acılar Artık keder vermez geçmişteki hikayeler Umutla bakar geleceğe şair Gönlü feraha kavuşurken zahir Nicedir beklenen dong sesi çalmış gibi rahatlar Yumuşak ellerin masajı ile açılır tüm o sert kulunçlar Ve sularından bulunmuş şifalarıyla Kiminin gidişi kiminin dönüşüdür hayata Yolun sonunda ya rotalar bölüşülür ya da anılar daima

en uzun gün

en uzun gün de biter hemen fark etmez kimileri oysa başlar hemen geceleri uzamaya aylar sürer hissedilmesi bazen bitmeyecek sanılan o gün hissettirmeden kaçar ortalıktan yokluğu düşünülmezken mutluluğu ne de uzundu tutulmaya kurban edilmişçesine gölgede kalmışsa da ilk bakışta  yaşayanlar için diridir hafızalarda  en uzun güne dahi sığmaz  en kısa anlarda yaşanan mutluluklar gel gör ki bitti seven için sevene rağmen ve sevilene göre geceler uzadıkça uzadı güneş ışığını kıstıkça kıstı sonu gelmez oldu karanlığın birazdan sökecekse de şafak ne sabır kaldı ne heyecan kavuşmaya kaynağına dünyanın belki başka yıldızlardan umulsa da medet hoş hepsi uzaktır dünyasına aşığın ne aydınlatmaya yeter ne de ısıtmaya ışıkları yüzü ağartmaz ya ışınları gönlü ferahlatmaz yoksunluğu bile sönmüşse aşk alevi deryalara süzülüp en uzun günlerden birinde sınır bekleyen ellere uzanmak ister kalp son kez olsun sarılmak için dileği sabittir artık dökülürken heceler dilden uzağında kalacak sevdanı...

Mutluluk bahçesi

Biz ki mutluluk bahçesinden gönüllü ayrılanlar  Şimdi duyduğumuz kuş senfonileri bile hüzün verir  Gökteki ulu tanrının aşkı ile yankılanır ibadet çağrıları  Şimdi bize cennetten kovulmak öğretilir Olmaz bir dakika gücümüz mücadele etmeye Yıkılıp kalksak da ayağa yine tökezlemekten çekinmeyiz Kimine göre belki yeterince gözü kara da değiliz  Affetmez günahlarımızı tanrı ya ondandır biliriz Herkes bayılır derslere vermeye ve tavsiyeler dizmeye Kuru bir tebessümle dinleriz zihni kopyalarımızı Düşünmek mi lanetimizdir yoksa duygularımız mı melun Görün artık anlayın bozulmuştur düzenimiz  Gelmeyecektir huzur bize geri gayrı Her şey olur biter ve biz sadece izleriz

dahası var

Anlamsız sözlerin birinciliğini Başka hayatlarımıza vermeli Yaşanılan başkalaşmamış gibi Ben ki düşman olmuşum Adı sonsuz evrenlere  Kendileri zulümdür  Her birinde mutlu  Olamadığımı bildiğimden 

Hastayım

Hastayım  İyi anılar da gidiyor artık Kötüler zaten yok oldu Tanıdık sokakların  Tanıdık binaları da yıkılıyor  Yerine konulanlara Alışamıyor gönül Ve göz  Ve kulak  Birkaç adım ileride Güya hakkını arıyor Meslektaşlarım  Ben yürüyorum  Umursamadan  Kulağımda aynı Yunan ezgileri  Kalantorlar da birazdan  Caddedeki meyhanelere Ve barlara dalıp yudumlayacak içkilerin  Dil altı haplarını gizlice yuttuktan sonra Diğer yanda Dönüş yolculuğu için  Para denkleştirme derdinde olanların Güya haklarını savunduklarından bahsedecekler Ben yürümeye devam edeceğim  Kaybolmuş şekilde zamanda  Zihin takılı kalmış  Yok olan gerçeklikte Tüm anıları ve tüm eşyalarıyla birlikte  O ev de yıkılır ya yakında  Kesilir ağaçları dönüşürken binaları  Semtin yeşilliği azalırken  Betonları artıyor  Gönlümdeki yeşilliğin  Ruhsuz bir griliğe bürünmesi gibi  Tecessüm ediyor gözler önünde  Ve değişse de çe...

yüzünde

uçaklar dikine kesişirdi gökyüzünde aynıyken yolları kaybedilmiş yeryüzünde gülümsemediği gamsızın an yok yüzünde  bilinmez acılar saklanmıştır içyüzünde

Ulaşmak

Ulaşamıyorum derdi bana Bazen sesimi duymuyorsun derdi Ektiği tüm fısıltılar çimlendi nicedir Belki tahmin bile edemezdi Yokluğunda bu kadar dinleyeceğimi İçimde kök salmış çığlıklarını

Perde

Başladı hikaye yıl biterken Dileyen unutur da detayları  Tanrı müjdeler sevdayı  Yılbaşı istekleri kabul görmüş    Bugünü eşsiz kılarken Değen gönlüme gözleri Dört yılda bir gelmesi Hasrete dahil olmuş  Perde

Beklemeye dair

Beklemek... Tanrıyı ya da tanrısal olanı. Ya da hiçbir zaman gelmeyecek olanı. Sırf bu anlamsız bekleyiş uğruna, Her günü aynı yaşamayı. Her günü tekrarlamayı. Beklerken kaybetmeyi, Kendine ait olduğunu sandığın birçok şeyi. Akışta kaybolmakta bile bir devinim varken, Doğru dahi olsa işe yaramazca beklemek; Kime ne faydası var? Yanlış da olsa, zor da olsa, geçici de olsa... Harekete geçmek gerek. Belki yollar karışır birbirine, Bekleneni yakalatır kavşaklar. Ama önce dostlarım, Bir şeyler yapmalı.

Huzur yolculuğu

Öyleyse ben de kalktım artık bu limandan  Uğurlamaksızın kendimi düştüm uzun yolculuklara Bu yolculukların hiçbirinde sen olmayacaksın Hiçbir limanda sen beklemeyeceksin Rotası sen olsan da kaptanı kırmayacak dümeni bundan sonra senin olduğun yerlere Zira sana çıkan iskeleler de kayalık dolu artık Yeni limanlara yollanacak bu gemi Güvenli karşılayıcılara sarılacak Su almasını engelleyecek yeni ustaları Neşesini paylaşacak yeni bekleyenleri ile  Geminin adını da yeniden huzur koyacak kaptanı

yeni yıl

Açmaz sanılan çiçekler açar her baharda Çıplak dallar yeniden yeşillenir yapraklarıyla Adagiolar biter ve başlar allegrolar da... Ne kadar yüksek uçsa da uçaklar Ardında bıraktıkları izler kaybolur Tamamlanmaz sanılan inşaatlar bile Hiç etrafı çamurlamamış gibi biter En inatçı plastikler bile Göremese de insanoğlu Toprağa karışır Sonsuza kadar üşümeye sebep görülen Rüzgarlar da diner usulca Sönmez görülen bir çakmağın alevi bile Haznesindeki gazın akıbetiyle mukadderdir Yollar bile biter sonunda dönerken mektupları  Kapalı kapılar ardında kalır yaşananlar Pandoradan fışkırırken hayallerin kuşağında Geleceğe bakar şair her yeni yılda

Bana e-posta gönderebilirsiniz

Ad

E-posta *

Mesaj *