Kayıtlar

2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Vazgeçtim

Günler geçiyor Saat tüm ısrarlarıma rağmen Beni dinlemiyor Beraberinde itirazımı götürürken Hoş bir seda bırakıyor gerisinde Ve ben seslerin aksından da kaçıyorum artık Birkaç gündür on yıl öncesine sığınıyorum Masum günlerimi hatırlatan tüm repliklerde Eski telaşların sonunu bilerek bu defa Bu bilmek ki, iyi geliyor bana Yanmak, yaş'lanmak ve bu şekilde unutmak Önceki ve sonraki günahlar da Acı vermiyor daha ruhuma Helal de kılamam daha tanrıya Verdiğim sözleri tutmadığımdan Pişman olacaksam da kayıtsız Anlar içinde savrulmaktayım Bakma böyle dediğime bir yandan Halen kızım olsun istiyorum Ama senden olmayacak biliyorum Birkaç haftadır sessizliğe katlanmak daha zor Psikoloji kitaplarında da afallıyor idrakim Kafe masalarındaki düşüncesizlerin mutluluğunu Hiçbir yerde bulamayacağımı bilsem de Fark etmiyor ama benim için Yaş ile alev kardeş olmuş zira Gözden kalbe akarken ve yek diğerine harlarken Umrumda değil bana yakışanlar Değilim artık mükemmeliyetçi Zira çalınan ruhumdan Sadec...

dön sen

halen bekliyorum senden bir ses bir soluk belki de bir bakış uzansın bana yine ellerin dokunamasam da eskisi gibi yine sabahları sana uyansam rüyalarımdan kaçmasam her gece sanki bitmemiş gibi olsa bazı şeyler yeniden tanıma heyecanını yaşasam seni ilk günden hatmetsem bir kez daha bu defa sonu başka olsa veya hiç olmasa her geçen günü birlikte yazsak kader denen şu meczup deftere ya da ya da boş ver

Dar

Yolun başında hem maziden hem atiden bahsediyor muktedirler Oysa ilerisinde hatıralar yakalıyor bir an olsun düşünmeden Necatibey'in karşısında asla yaşanmayacak ufuklar yükseliyor hatıralarımızın katili Polis denetimine takılmış tüm sarhoşlar gibi İnkar ediyor gözüm her gördüğünü Bilirim bir buçuk metre yeter insanoğlu için Hem yaşamaya hem ölmeye Bir yandan yıkılırken diğer yandan yükselen bu şehre ise Ben artık sığamıyorum sevgilim

İkiz şiirler

Sensiz de geçtim bu sokaklardan daha önce Sensiz de yürüdüm defalarca kez Sen yokken de ağladım aynı sokaklarda beklerken seni Ve sen varken de aynıydı sokaklar O yaşlı apartmanın önündeki Demir kapının destekçisi Yaşı asra yakınlaşan taşın Belki de hiç hareket etmediği gibi sabitti Yine yoksun ama bu defa bana aynı hisleri yaşatmıyor bu sokak Ben ki bu semtin flanörü yaklaşık dört yıldır Bilirsin kendi başıma eğlenmeyi bir türlü öğrenemedim  Günü erken tamamlayıp Yine kendimle başbaşa kaldığımda Bu yüzdendir seni daha çok hatırlarım  Seni unutmaya ne mey yeter ne dost Geç denecek yaşta sigaraya da başladım  Fayda etmiyor Ne bir parça ne bir dal ne bir söz Hiçbiri bilmez içimde yanan ateşi O ateş ki Ne sigarayı yakar ne alkolü damıtır Ne de zihnimdeki fotoğrafları Yok etmeyi başarır  Söyledim dostlarıma Artık sen bile dindiremezsin bu acımı diye Sen de bil sevgilim Artık dindiremezsin Çünkü yalnız seni değil Seninle yaşadıklarımı da özlüyorum Ve seninle birlikte gide...

güz yaprakları

siz görmediniz diye çelimsiz dallarını ağacı canlı mı sandınız taşıyor diye halen yapraklarını her ne kadar sararsalar da dökmek için ihtiyaçları olan topluca sonbaharın ilk yağışıdır ki gerçeği çıkarır ortaya tüm çıplaklığı ile öyle ki yapraksız ağaç misali

biyometrik

Veda ettim bugün sana Miadını dolduran Diğer tüm eşsiz sevdaların  Arasına karıştı aşkımız Mahşer türküsüne bırakıp En neşeli ezgilerin harmonisini Aynı zamanda dinleyeceğiz Ama her seferinde birbirimizden habersiz Zira anahtarları bizde değil artık Ve zaten benim notalarım da O sesi vardırmıyor kulaklarına  Varlığının şahidi olan tüm belgelerimi İmha edeceğim bugün öğleden sonra Cüzdanımdaki biyometriği bile

versiyon

Aşık olduğum versiyonlarından yalnız biri O sen değilsin biliyorum Ama kendime engel olamıyorum Belki de en çok da Bu haline aşık olmaya Yokluğunla terbiye olamam sevgilim Ne zaman düştüm bu batağa bilmiyorum Ama her insanın vardır bir aşık olunacak versiyonu Ben ki senin her versiyonuna aşık olmayı göze almışken Olmayan tek numunesini sundun bana Bu ise beni kurtaramaz sevgilim  Rüyalarımın ağrısı olur sen yokken Sarkılıp kesintisiz kaçışların tozlu penceresinden Karanlık manzaralar eşlik eder ve  Zindanındır ki girilemez kapısından içeri  Oysa içerisi cennetim, anahtarı sendeydi sevgilim Ve artık o büyük sözleri hatırlarım her gün  Haziranın sonunda verilip Bir değil sonraki haziranın başında unutulan Ben daha büyük bir söz vermemiştim sevgilim Dedim ya büyük sözler beladır her daim Bu sebeple hesabına dikkat ederek Lütfen büyük insanlar versin sadece Yağmurun dahi ıslatamayacağı derece Kurumuş kalplerinden çıkıp da vuran dillerine Artık şiirlerimde bile biz yok se...

Kızılay

Bir yaz sonu yine Suda çırpınıyorum Ve beraberinde bir son daha Ama bu kez yalnızım Çırpınıyorum Birlikte öğrendiğim nice tecrübe Seninle tamamlanmayacak bu defa Belki de hiç En güvendiğim ve en sarıldığım Derinlerinde denizlerin Yutmaya hazır geleceğimi Dilinden çıkan serseri mayın  Ya da kör kurşun mesellidir Sen yokken yanımda Nasıl olur da başarırım Gözümde büyüttüğüm Nefesimde yutkunduğum Tüm o büyük basamakları Çıkabilirim utanmadan Gizleme ihtiyacı olmaksızın Kusurlarımı  Ki o anlar da hayata dairdir Olduğu gibi gerçeğimi işgal eden sen Her şeyde biraz biraz olan  Yine sen Ya anılarımızda Ya hayallerimizde Kaynağı olmuş bendeki tüm neşe Senin üzüntüne iken gebe Hikayelere konudur belki bu kez Şimdilerde kimse görmez çaresizliğimi Görenler acımaz sensizliğime Ve paylaşımlarım tesellisiz kalır Bir kulağından diğerine Gitmeye hazırlanmış kervanların Kuyruğuna takılmış bir besteymişçesine Anladım bu hafta, biliyor musun? Kızılay'da yürümenin verdiği tesadüfte Seni görm...

Fotoğraftan

Fotoğraflarına baktım bugün Sayıları ölçülmez binlerle Bir bakan ki inanır aşkımızın şiddetine Ben dahil sevgilim Unutmak istemeyişimi körüklercesine Tenini, buseni, handeni, çeşmini ve nice Hayal etmeye doyamadığım uzuvlarını Mutlu sandığımız günlerin hatırası Öyle ki o gülüşlerinden hemen önce ve sonrası Nice eziyet idi bize ah gülüm Ben senin çekerken o fotoğraflarını Bilir miydim ki kara bulutlar dağılmayacak üzerimizdeki Düşlemedim mi sanırsın her anımızı delillendiren O fotoğraflarda sadece gözüken Mutluluğumuzun resmi olsun Ama yok artık o güler yüz karinesi Yıkılıp gittikçe kirpiklerimden sarkan aşk perdesi Şimdi hatırladığım fotoğrafların gerçekleri olur Mutlu taklitlerinin altındaki düşünceler olur Bana aşk diye sevgi diye hatırlatan kendini Kaybettiğim kopyandır ki şimdi senin hayaletin olur 

sevdirmek

dinle beni yarım kaldı düşlerim gülmek istediğimde güldürmedin kaçamak gittim komedilere yine yanımda sen ol istedim belki bir sitem olsa sözlerim konuşmak istediğimde konuşturmadın içime döktüm dertlerimi yine de dinleyen sen ol istedim gelecekte beni beklerken veletlerim yaşatmak istediğimde yaşattırmadın günü gelip baba dediklerinde yine müsebbibi sen ol istedim dedim ya yarım kalsa da düşlerim yine yanımda bir sen ol istedim her ne zaman üzülsem de bilirim gerçeği sevdirmedin belki ama çok güzel sevdin

bahçelerarası

niyetim coşkundu ağustosun ikinci haftasında seneleri düşleten heyecanıyla tutuşan ilk aşkında kayanın sokağındaki evleriyle meşhur olduğunda bir bahçeden diğerine yürüdüm ben o gün tek başına taşıdım yükünü korkunda yukarıdan başlayıp vardım demir olanda pınarların kaynağı olan yamacında tenime akan hatıraları bıraktım ben o gün elden kayıp gider geçmişi eşyalarında kabusu geceleri değil artık sabahlarında develi kervanlarımın susuzluğu arttığında akan göz yaşlarında giderdim ben o gün kalamam yalnız emekliler semtinin sokaklarında ölene kadar sızlayacak mı bu acı kaburgalarımda sevgilim beklemez mi beni mehtabın ışığında doruklara yükseldim de düştüm ben o gün

Sensiz trenim

Aylar sonra sensizliğe yürüdüm bugün Yeni mevsimleri kucaklamak istercesine Çiçekleri, böcekleri, ağaçları ve bütün Doğayı inceledim kusurlu güzellikleriyle Yine hangi muhteşemliğini düşünmekten Eksikliklerinden kaçındım diğer tüm kadınların Sensiz bir hayatın da olduğunu vurguladım kendime İnanmak istedim hayat böyle de mümkün Devam etmek yoluma güvenilmez diyarlardan Gönül tahtımda göçmen olanlara şans verip Bilirim yalnız kendimi kandırmaktayım her gün Unutmak istiyorum bile diyemiyorum hâlen geceleri Zira sensin bana anlamı yaşamanın Sensin bana çocuklarıma dair tüm hayallerin direnci Geleceğimi şekillendiren senin isteğin Veremesem de sana istikbal cetvelini Hiçbir termometre ölçemez bağrımdaki ateşi Sen durağında kaldı bu tren artık gitmez Raylarında grev yapar işçileri süresiz Bana şimdi her bir sefer için uzak olmuş memleketler Sana çıkmadığını bildiğimden yolları

seni

Geçen her bulutta yalnız sen varsın Nasıl unutabilirim sanırsın Anılarıma yapışmış kalırsın Baktığım her yüzde ararken seni Yüreğimi bir görsen pırpır eder Bırakıp da gidişin müşkül eder Nasıl beklerim, günlerim dar eder Kaçırırım sevmek isterken seni

son düşünüş

Kırma yalvarırım Anla bakıp etrafına Sadece sen sevilmedin Başkaları da vardı dünyada Olacaktır da daima Güneş bir seni aydınlatmadı Yağmur yalnız senin için yağmadı Karların maksadı tek sana ulaşmak değildi Bulutlar bile seni düşletmedi sadece Çünkü görmesen de sevenlerini Hissetmesen de vardı başkaları  Sana ulaşmaktan çok önceleri Nice gönüllere ulaştılar Aşklarını bildirmek istercesine Tekrarını hayallerden dahi kaldırıp Tarih yazmak istediler Ki sen de düştün bu tuzağa Kapadın gönlünü şimdi başkalarına O ağaçlar çiçekler soldu sandın  Bir daha gelmeyecek bahar Mayısların anlamı kalmayacak Şakımayacak gönül bülbülü Eskisi gibi olmayacak bütün bu arz Ama öyle olması gerekmiyor sevgilim Vazgeç bu inattan Yeniden sarıl geleceğimize Pembe panjuru olmasın evimizin de Yalnız bir odasının duvarları pembe olsun Yetmez mi iki gönül içinde huzur bulacak ise Yetmez mi gözlerin yüreğime bakacak ise Yetmez mi sevgim her bahar yeşillenecek ise Dur ve düşün belki son kez belki sonsuz kez...

bebek arabası

Şimdi bir bebek arabasının arkasında İttiriyor aracı kaba elleriyle Yarışırcasına kaba vücudu Ve kaba tavırlarıyla Sana dokunan pis elleri Teslim olduğun bir inat uğruna Ve benim için yapamadıkların Bilmem nasıl zor gelmedi bu defa Dönmem dediğin konumları işaretleyip Listendeki ilk sıradan üstelik Yokluktan kaçmaya gerek yokmuş öğrenmişsin Belli ki feda sırasını saymayı da bırakarak Can ile biten isimlerimi şimdi Hayal kılmışsın bana müebbeden  Sen rüyamı yaşamaya başlamışken Bilmem kaçıncı pespayelikte savrulmuşum Tövbelerimi boza boza Yaradanla aramdaki bağı kırmışım Ve aidiyet duyduğum son diyarımı dahi Yaban eli eyleyip bana Kaçmamı zorunlu kılmak Ne yarardı ki sana Sürgün vakti gelirken Duyarım marş seslerini Hissedilmez denilen karanlıkta Hayaletlerinle vedalaşıp Hatırlamanı isterim bu derd-ü belanın  Bakışlarındır ve de hüzünlü Çift iken tek kılan ruhumu  Tesiridir ey azabın efendisi

yolcu

geleceği her geçen gün bulanık hale getiren  hayat bazen inmek istemediğin durakta yolcu eder seni  beklemediğin bir anda varırsın farkına hem geç olmuş hem de geçmiş

vebal

tekrarı olmaz aşkının hatalarımın aksine ders çıkarmak kime mahsus güven rafa kalkmış ise kaybolmak hiçten gelir unutmak isteyene anlamak boşunadır sevgilinin merhametinde veda sözleri sıralanır acısını taşır yüreğinde vebalini anımsatır minik ve zarif ellerde geceleri gördüğüm kutsaldır kapanan gözlerde sonu uykudur dileğim bir yârin göğsünde

İmanlı yürekler

Ol deyince oldurana tapanlar Sancağını ordusuna dikenler Kelamını yemin ile yayanlar Sarsılmazdır imanları yiğitler Antlar yükselirken arşı illaha Oldu bütün dünya köledir sana Adl eyle düşmanı dönmesin daha Huzurda şehitler Tanrı aşkıyla

evin hanımı

yine bir hikâyeye başladım yeni bir hikâye bu bu defa dostlarım bilmeye hem  hem de tavsiyelerine kulağım kapalı diye yalnızca oluşları beklediklerini bilirim hatalar tekrarlar ise olacak olan bellidir  zira bu defa karalar çok uzakta değildir bağlanır hislerine yok edercesine kaygılarını  oysa diğerleri gibi sonu başından belliymiş oysa ben kendimi kandırmaktan  bıkmayıp; seviye bile atladım sözüm yarene neşe olmuşken yoğrulup kahkahalar ile sevgiyi, muhibbi kılmış göğsüme dinleyin beni bu geceki son tekrarımdır anlatacağım sözlerimi size artık ezberinizdeki hayal edin ama bir nasıl sevdiğimi  erişkinlik günahlarına bulanmayıp yıllar yılı beslediğim o masum sevme hissini katmak isteğimi sevdiğime gururumla sevgi ki muhtaçtır bir parça ümide  sevgi ki sinmiştir bakışların gizine o ilk bakış ilk görüşe ilk görüş ilk hayale ilk hayal ilk gülüşe ve o ilk gülüş cümle bir geleceğe merhale olmuş adım adım birbirlerini kovalar gibi peşi sıra yayılıyor düşüncesinde...

eklemlerinde

Bir yılı aşmış düşünceler aleminde Beklerken olgunlaşmayı sahiden de Sözlerimde yokken yanıltmak maksadı Tutamam ellerinden kayıp giderken Terli terli sinmiş eklemlere  Verirken ağrısını hissettirir kalbime O eklemler ki bana  Tüm kavislerini hatırlatır delicesine Doyamadığım her seferinde Ağrımı şiddetlendirir arzularım Şehvetinle her gün her gece Bugünlerde yalnız hayallerde olan Gördüğüm şu ki bana miras kalan Keremin gömleği olmuş heyhat  Senden uzaksam da giydirilmiş üzerimde Ama öyle bir lanet var ki üzerinde Yakarak görevini yerine getirmekte

Getir kendini

İsyanın varmış bu sözlerde Sitemim kalmış o gözlerde Çek kurtar beni doydum derde Bilirsin ki tutuşan aşktan Her çiftin yanması beklenir  Kaderden ve kederden Kaderden ve kederden Gel bana yalvartma seni Denize aya bulutlara ve  Gölgeni yaratmak için doğan güneşe Bakıp de selamlarımı iletip Gökteki tüm yıldızlara Dinlesinler beni bu son deyişim Kim getirecek ise huzuru Hangi tanrısı ise bu kozmosun Dolunay gecelerini sevdiren Adını bilmediğim yıldızların efendisi İşte o getirsin beklediğimi Getirsin ki göstereyim Bundan sonra tapacağım Yalnız o olacaktır Yalnız o

kütüphane

tozlu klavyeden fırlayan sesi yayılırken kubbelerin en yükseğine geçmiş hisseli ortakların yerinde el arabalarında taşınan kitapları seçen geleceğinin portresini hazırlıyor genç salon boşalmış saatler ilerlemiş dolmaz diğerleri sınavları yeni bitmiş bu şaşaalı yalnızlıkta değeri bilinmese de dalıp gitmek yazık ona emeğini çizmiş ızdırabının sebebi fikirleri değilken tüm dik duruşuyla gönlündekilere yenilmiş coşkusunu dindiremeyen bu mağlubiyetle  neşe ve keder karışmış hislerine tüm derslerini veren minik kopyası gibi yaşanacak duygularda sekiyor şimdi bir bir ispat etmek gayesiyle nakşediyor harfleri tanısın diye her yüz eserlerinden varoluşunu anlamlı kılsın diye heyecanı bulsun diye huzuru bilirsiniz kaybettiği

veda şarkısı

bir son başlar ve müjdeler vedayı filmin sonu ararken kurtulmayı yine hicran günleri çatmış bana kaybolan anılar, verin sevdayı yeni bir türkü söylemek lazımsa besteyi birlikte aşıklar bulsa şiir demek gör ki naçare bana okuyan sözlerimi sen olmazsa şiirimi bak, hece ile yazdım ölçüye takılıp da bırakırsın sandım hayal kurmak bugün zül gelir bana bir çift perinin hülyasına daldım demiş şair, söylese tesiri yok susmaz gönlümde, ayrıma rıza yok gitme derim, fazlası ayıp bana rüyamda kalmış kızım, artık yok yazan ayrı ağlar, okuyan ayrı böylesi olmamalı, bizler ayrı bir nefestir cennet, çok gelir bana bize kalan yanmaktır, ayrı ayrı

Bana e-posta gönderebilirsiniz

Ad

E-posta *

Mesaj *