Kayıtlar

Haziran, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

berduş

Parklarımızda yürüdüm bugün Sanki gölgen önümde idi Koşsam yetişecek gibiydim Ettiğim hayallerde bulduğum Yalnızca hayaletin idi Delirdikçe gündüzleri Geceleri silüetleri ayırt edemez oldum Hepsi korku saldı düşlerimde  Kimse görmeyecektir diye Bağıra bağıra söyledim Acıklı şarkıları Şairin dediği gibi Herkesi kör  Kendimi sersem sanarak O an düşündüm Ata'ya nazır ışıklarda Ki o lambaları tüm elektrik şebekesi kıskanır Seni kıskanan her bir hücrem gibi Şimdi soluksuz kaldılar sanki Oysa bir kez kaplasa vücudun gövdemi  Tanrım tüm acılarımı alacak gibi Senin de beni aradığını düşündüm Dört yüz metreyi bir dakikada yürüdüm  Saat ilerlediğinden midir bilmem Kalabalığı göremedim bugün Bilirsin beni Sınır çizmiş elipsin içine giremem Yeni kesilmiş ıslak çimlere sensiz basamam Ah sevgilim Sen ki benim en güzel oyun eşim  Ben yürüdükçe vurdu bacaklarıma karaca sular Sana taşıyacaklar beni diye zevk aldım bu ağrılardan Anladım ki sen susuzluğumu giderecek Dönüş yolunda ...

ayrılmak deyince

Ayrılıklar vardır Biri üzülürken diğeri sevinir Beriki yanarken öteki soğur Bizde ise sevgilim İkimiz de azabındayız bu aşkın Geçip gitmesine Fırsat da izin de Vermek istemeden Kendi üzüntümüzde birbirimizi taşıyıp Acılarını saracak Bir merhem ya da bant olmadan  Yalnız geceleri sarılıp sessizce Fısıldarken gözlerimiz Yıkılan hayallerimizi Biten umut türküleri eşliğinde Üzerine sis çöken geleceğimizi İrislerimizde görmeye çalışarak Yanıp haziranın ortasında Ağlayıp gizleyerek birbirimizden Belki yataktan doğrulacak Mecalimiz bile kalmadan Sonsuzluğa uğurlarken En sevdiğim dediğimiz birbirimizi Hafızanın yoktur şaşarı Hatırlatır en tatlı günleri Aniden açılan reklam penceresinde Ya da bilinçli takip edilen Sayfalarda, kağıtlarda Mobilyaların kumaşında Çıkılmamış tepelerin Kadim manzarasında Yatıyor kalkmak istemezcesine Sadece bir sözle bitmeyen aşk Elbette ki bir elvedaya muhtaç Elvedaların en güzeli ise Bol ateşli sevişmelerdir Yanan sevenlerin değil Onları yakmak isteyenlere...

notun sonu

sahipsiz kalmış notlar sana dair aldığım bir hevesle yazmaya başlayıp yeri geldikçe neşelendirmek için gözlerindeki o eşsiz parlaklığa bir an daha fazla bakabilmek için o an ki onda kaybolup o an ki zamanı büker sonsuzluğunda dervişmişçesine uyuşup günahın zevkini tadarak kaptırıp senin yoluna ve kaybolup hak yolundan giderken karışırım ruhuma ruh ki özden vazgeçip o bir tek sevgilinin bakışlarının sıcaklığında yok olup gitmektedir buz kesmiş odanın kimsesiz zeminin soğukluğunda etkilenmeyerek dıştan zira içerisi tütmüş alevlerini mecnun eder bende  o çok övündüğü zihni esareti başlamış delilik zindanında boğulurken geceleri sabahın tanrısına avuç açıp fi tarihinden gelen unutmakla bilinen insan hafızasının yeteneğine sığınmak isterim şimdi seni bırakıp deryaya başka adalara ulaşman okyanusa bıraktığım şişe içindeki gemi maketinde yazılı notun infilak etmesi demektir bırak beni gideyim o kimsesizler diyarına çıkmaya çalıştıkça daha sert bastıran ta en dibine vurmaya vurup da kalmay...

Bana e-posta gönderebilirsiniz

Ad

E-posta *

Mesaj *