Cennet Alegorisi
Bugünkü yazımda, daha önce çeşitli vesilelerle farklı mecralarda ifade ettiğim bir düşüncemi paylaşmak istiyorum. Buna verdiğim isim de düşünenler için zaten açıklayıcı nitelikte: cennet alegorisi.
Nedir bu cennet alegorisi? İnsanların ahiret inancına bağlı olmaksızın, eğer ikinci bir yaşam varsa kendilerinin cennette bulunacaklarına yönelik bir temenni, inanç, öngörüdür. Bir başka deyişle bunu şu şekilde ifade ediyorum: "Kimse kendini cehennemde hayal etmez."
Peki, bunu düşünmeme iten nedenler nedir dersek, şu ki; evvela kişiler inançlı olabilir. Dindarlık seviyelerinin neticesinde cenneti "hak ettiklerine" inanmak isterler. Tanrının yasak ve buyruklarına uygun yaşamı takip etmeye çalışarak, diğer insanların kötülüklerine de bakarak cennette yaşamaları gerektiğine inanabilirler.
Ahiret konusunun özelinde olmaksızın dini bir itikada bağlı olmayan gruplar açısından da geçerli olan ikinci husus ise şudur ve toplumumuzda çokça dillendirilir: "Benim kalbim temiz."
İnsanoğlu faniliği ile mukadder kılınmış. Haliyle aslında herkes bir son olacağını farkında. Her ne kadar yaşamı sevse de sevmese de kiminin kavuşacağı kiminin uzak kalmasını istediği bir son var. Ve bu son geldiğinde insan yok olacağına da inanabilir, sonraki bir yaşama da. Ancak ölümün getirdiği belirsizliğe dair çıldırmaktan kurtulmaya çalışan bir insan için elbette ki, cennette yaşayacağını hayal etmek çok daha kolaydır. Çok daha istediği bir nihayettir. Üstüne üstlük, cehennemde "yaşayacağını" düşünen bir insan için var olan, şu an içinde yaşamakta olduğu dünyanın çekilebilir bir kısmı da kalmaz. Bu sebepledir ki, insan belki açıktan veya belki gizliden ve ahirete gerek canı gönülden inansın gerek şüphe etsin, sonraki yaşamında cennette olacağına dair bir içgörüye sahiptir. Aslına bakılırsa bu faydalıdır da.
Sözümü sonlandırmadan evvel, ikinci bir yaşama dair şüphe olmaksızın reddeden kimseler olacaktır. Bunlara vereceğim cevap ise şu şekilde: Onların yok oluşu dedikleri şey dahi bir cennet alegorisi ile ilişiktir. Yok olup tüm dertlerden tasalardan varlıktan soyutlanmayı düşünseler de nihayetinde burada cehennem ızdırabından eser yoktur. Acı yoktur, elem yoktur, işkence yoktur. Yalnızca bilinci kaybetmenin getirdiği bir hiçlik vardır. Yani aslında ikinci bir yaşam olduğuna inanmayanlar dahi varlığın getirdiği huzuru bulamayacağımızı düşünseler de fikrimce, yokluğun en azından huzursuzluk getirmeyeceğinin farkındalar.
Yorumlar
Yorum Gönder