Kayıtlar

2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

yazgının dönüşü

Vazgeçip yazgıdan bitti derken tüm umutlar Teslim eyleyip hüzne temizlenmiş yıkıntılar Tekrarı olmaz sanılan hep o sancılar Şimdi yeniden doğan bir güneşe kanılır Umutların bittiği anda çıktı derken o korku Götürmüşken aşkın seli bak yeniden vurdu Yarama geldi üşütmeyen bir tuz kondu Şimdi duran kalp çarpacak mı sanılır Resimlere can verme zamanıdır çıkacak Yanında olduğunca gözleri parlayacak Sıkıntı gidecek ortada tasa kalmayacak Şimdi huzur bulmuş çarşafa mı sarılır

büyüdün

Yine büyüdün Bensiz geçen günlerinde Sürgün bırakıp beni ardında Esaretimi sayarken köşede Yıllarını eskiten sen Uzaklarda ulaşamazken çırpındıkça Zincirler en ötede bağlanmış Uzanıp yakalasam Mis kokulu ellerini Koynuma saramazken Yine büyüdün Yılları kovalarcasına Belki yoktu cevherin Işıldayacak parlamasa Öfkesinden kimileri Acizdir okumaya Hikayeni dolduran Şehirleri yazdım Ortasında sensin Halkasında ben Kovalayan denizleri kazdım Sana geçmek imkansız artık Vize kuyruğuna sıkışmış Bir Ortadoğulu çaresizliğiyle Gözlerinin hasretinde Ararken eski mağrur günleri Yıkılmış tüm köhne şehirlere Şükrettirir kalbim Ne bir yangın ne bir sel Doğanın tanımadığı Bir afeti taşımış bu yürek Ayakta durmaya çalışan Kendisi mi sanırsın Tanınmaz harabeler Rakibim mi sanırsın Kimdir bu ardındaki Yine gökyüzü şenlenirken Sen her büyüdüğünde Burçlar falın açar Yıldızlar selam verip Güneşin tacını yıkar ki Olmadan sana yetişmesi Bilenir kuşaklar boyu Hasretinin...

Gürültü

Kıvrak yaldızlık büyüsü Götürür beni sesten dile Florasanın gürültüsü Dikkatimi çele celbe

var olmayan kelebekler

Kelebekler uçuşmadı hiç benim aşkımda Çünkü sen benim karım ağrımdın Acını her bir zerreme zerk ettiğin Varlığında yokluğunu özleten Sebepsiz ağrıların mimarı Kurtuluşuma açılan her kapıyı Koşup önden kapayandın Tutmak için var gücünle Zincirlerimi bırakmadan Sürükleyip yıllarca nefsimi Kabullenilmiş günahların Vazgeçilmez suç ortağıydın Söylemek isterdim bir gün yüzüne bakıp da Bil ki sen aşkımı hiç hak etmedin

Sümbül

Sümbül günü gibiydi morlar içinde gelişin Bakışında gizlendi kendimi kaybedişim Hatıra arıyorum sana dair Gelecekte unutmak isteyeceğim Nakşettim yalnızlığında özümü Sakladığım ikiyse yarın bir kılmak için Felaketim başlarken yüzün düştüğünde Tebessümünü ararım çırpınarak her yerde Sevilmektir sevene verilecek en güzel hediye Sallanmalı her aşık sevdiğinin beşiğinde

bu hikaye benim

El koynunda senelerce Düzüşürken gündüz gece Aklına dahi gelmeyen O kararttığın yürek benim Umursamadığın hislerin Kabuslarıma konu olmuş Her gidişinde arkandan Bakakalan o gülümseme Sızlayış biraz geleceğe O hikaye benim eserim Erguvan ağacının altında Bilirsin ne severdim Oturduğumuz günlerin Hatrını saklayan benim Kuleler yol gösterir Gençlere afaki Tepesinden sarkan avizede Gönlümden ışık saçar Önünde geçen hörgüce Yük katan benim Bildiğimdir çimenleri Boyasına bulaşmış Kamelyasını ararken sessizce Boyunca uzanan benim İlk günün heyecanından Kabullenip zindanı Kısıtları terk edip Her görüşte kucak açan benim Karnımı ağrıtan bir harfin Düşerse ya rengime Heyecandan bal böcek Mutluluk saçan benim Sendin özümde Kağıda kille kazınmış Her adıma güvenince Hırsınca taşan benim Tek kapının ardında Gözler sana yabancı Beklerken pembemsi Suretinde kaybolan benim Ağaçların yeşertisi Devam bulur yaşamınla Sana yakışmaz göz yaşı Yerine ağlayacak olan b...

umut

umut bir kere harcandıktan sonra kaybedildi sanılandı. bin kere yanılıp bin birinci defasında yeniden ortaya çıkandı. belki yakacaktı müritlerini ama yine de inanılacaktı. zira umut tüm bu kargaşada sığınılacak son limandı. zamanlar sonrası tohumlarını ektiğinde bir gece vaktiydi. kabuğundan çıkan aşk yine hasretle gelen bu hisse sarılacaktı. ve süsleyip de mulif acılarını kendine karşı son kez halen tükenmedi, tükenmedi umutlar diyecekti.

gündüz mehtap olmaz

Biz bir sırdık birbirimize Dökülmüş köşelerinden Kaplayıp mazinin üstüne Ait olduk geleceğimize Var olan hecelerimizin Baktığımız yerden o hissi Kaybolduk merakında Arıyorken mutlak olanı Karar eyledik o son çareye varan Gündüzleri beraber kuşattık Bırakıp giderken gönülsüzce Ve sen de biliyordun doğal olanı Beklense de mehtap anca geceleri çıkar

peşinde

seçim ve seçmek kalım veya gitmek bazen hareketsizlik bazan gönüllü faaliyet netice peşinde ayrılmaz gün gelirse kandırmaz varılacak yer gelecek ise de geçmişte ip atlanmaz

her şey yolunda

Selam gelecekteki okurlarım. Umarım sayılarınız bugünküne kıyasen katbekat daha fazladır. Ve selam şu an bunu okuyan mükemmel insanlar. Blogumun kıymetini bilen ileri görüşlüler! Hata ve Kıyas Üzerine Düşünceler  (Buraya da tıklasak fena olmaz) Yukarıdaki paylaşımda belirtiğim şiiri vakti geldiğini düşündüğüm için bugün paylaşmak istiyorum. Blog yazarlığına başlamamdan öncesine ait bir şiir olsa da kayıtlara geçmesi için buraya ekledim. (takriben 2013'lü yılların başı olsa gerek, çünkü üslubum sanki üniversite sınavına hazırlanan bir genci, "kendimi," gaza getirmeye çalışıyor gibi gözüküyor). Ümidini koruyanlara selam olsun! HER ŞEY YOLUNDA Gün doğar yeniden, Aydınlıklar cennetinden. Sabaha gülüver. Bağlan hayata yeniden.   Her şey çözülür, Tüm problemler… Sen sadece inan; Her şeye gücün yeter.   Rengârenk ışıklar, Gelir ya yüzüne… Aydınlatırlar, bu cenneti! Her şey güzel olacak, Buna sadece inan… Eğer inanırsan başarı...

aydınlık

sönmedi ziya kaldı hep ışık nurlar altında yandı bir aşık bitmedi gece saklar tek kırık karlar üstünde parlar mı yarık

tül

dumanlar sarmış etrafı perdeler şehrinde pencere çerçevesinde ipeksi yapışmış tozları kaldırıp atarken biriti ömrünün dibinde dökülürken kornişinde sık iliklemiş düğmesini

eksik ve tam

kimi gülüşünü çalmış biri yanaklarını diğeri gözlerini gasp etmiş öbürü kaşlarını tanrı kızlara serpiştirirken replika parçalarını hepsini güzelleyip bir sende eşsiz kılmış

Bana e-posta gönderebilirsiniz

Ad

E-posta *

Mesaj *