kafes

tramvayda
rayların tıkırtısı
gönlümde kırıntısı
kuru insan gürültüsü
her sesin yankısı
dolanırken zihinlerde
dalmışlar tebessüme
esir olur gözlerine
karşıda ta en uzakta
vagonun kapısında
kapı üzerindeki alarma
duyuruyor çarpmasın
diye gözlerime gözlerin
verdiği acı gitmenin
tarifi ne mümkün
yeni durakları arıyor
umarsızları anons uyarıyor
gelecek istasyona yıkılıyor
senin hülyalarında
derken ilişen sana yakışanda
gerçeğe olan son bakışında
söküyormuş kaygısız
hislerim duraksız
hareketi yadsınır
dalgınca ruhuna bakınır
geçmişinde kaybolmak
isteği huzuru bulmak
huzur senin göbek adın
bana olmuş lanet sakın
meğer uyuyan yılların
o hisler uyuturmuş kendimi
sende kaybolan bendemi
unutmak haram kılınmış
meğer öfkedeen kurumuş
yahut bir sevincin parçası
bende sürgündür kalçası
olmadan yalnız karşımda
parıldayan son ışıkta
karaları basanı kaldırmış
üzerinden attırmış
aradığım yalnız bir ses
dudağından fışkıracak heves
hasretini duyduğum nefes
içinde saklandığın kafes
anahtarı gizlendi
istikbali gözlendi
hatıralar güzeli
yüreğime sözlendi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mutluluk bahçesi

İç İçe Geçmiş Halkalar Teorisi

en uzun gün

Bana e-posta gönderebilirsiniz

Ad

E-posta *

Mesaj *