Değişme(k)
Kaldığı yerden devam edebilen insanın mutluluğu üzerinize doğsun!
Uzun zamandan beri yazmıyordum. Birkaç kez yazmayı denesem de, yazdıklarımı silip sayfayı terk etmek ile sonuçlandı. Bunda muhtelif sebepler var tabii ki. Zaten okuyucularımın tamamının beni tanıyan insanlar olduğunu düşünürsek açıklama yapmama gerek de yok.
Nasıl devam edeceğim hakkında hiçbir fikrim yok. İçerik ve yayın sıklığı da buna dahil olmak üzere. Nitekim aradan aylar geçti. Fikirlerim çok çok değişti. Yani şunu demem gerek. Belli bir zaman, bir fikrin zıttını makul bulup, ilk savunduğuma ise şu anda sıcak baktıklarım var. Zira değişim şart. Bunu çok dile getirmesem de, dünya üzerindeki "iki gününüz birbirine eşitse", o günü neden yaşadığınızı sorgulamalısınız. Evet, din liderinden bir alıntı yapmış oldum. İnkar etmiyorum, alıntı yaptığımı.
Ha beri taraftan ömrünün sonuna kadar aynı görüşle yaşayan insanlar da var. Bu kişilere de saygı duymalı tabii ki, ancak partizanlıktan rahatsızlık duyanlarla da karşılaşabiliyoruz. Bana sorarsanız mı? İstediği gibi takılabilir, herkes. :)
Değişim...
Sonu gelmeyen bir boşluk gibi değil mi? Belki de bir kara deliktir ha bizim için? Yahut çorap söküğü, olamaz mı?
Çare: ZAMAN.
Bekleyip görmekten başka ne şansımız var ki?
Ah, ne hoş! Çok büyük isteklerimiz var. Kendimizden dahi sakladıklarımız, şüphe ettiklerimiz, endişe duyduklarımız. Tekrarını istediğimiz, yahut bitmesin istediğimiz. Kimi zamanda lanet ettiğimiz! Sonunu iple çektiğimiz istekler, yok mu sanki?
Umut...
Olumlu düşünmekten yok olacağız belki ama, ne yapalım? "Belki güneş bir gün ikimiz için doğar."
Sonlandırmadan evvel, bu yazımı sosyal medyada paylaşmayacağım bu arada. Gerekçesini belki daha sonra beraber inceleriz. Belki de değil. Hiç belli olmaz. Evet, yaklaşık 6 aylık boşluğun ardından bloğumdan ümidini kesenler var. Ben de sizlerdenim. :) Ama bu yazı da kenarda dursun, öyle değil mi? 2015 için hoş gelişler ola diyebilmemizin vasıtası olsun.
Yorumlar
Yorum Gönder