Kayıtlar

2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Adına aşk diyelim

Yine seni diledim, Senden habersiz. bir şey istiyorum senden, sevdiğini hissettir bana. ufacık bir kıvılcım dahi olsa, ver onu bana. çok görme ne olur, belki de bir alev olur. belli mi olur ne dersin? beraber körükleyelim istemez misin? tutuşturalım iyice kaplasa içimizi gönülden gönüle yaksın be ikimizi sönmesin diye didinelim sahip çıkıp korusak ya onu dosttan, düşmandan, elden... uzak tutalım gözlerden. olur ya soran olursa da kem küm etmeyelim göğsümüzü gere gere adına aşk diyelim

Son tekrar

Ve şüphesiz, geleceğimizden bir kesit görebilseydik; bugünümüzü daha anlamlı kılardı. Kimi günler vardır. Üzülerek uyandığınız. Nedenini çok iyi bildiğiniz. Ve en çok kendinize itiraf etmekten korktuğunuz. Belki de utandığınız... Öylelerdir ki, rüyalarınız parçalanmıştır. Uyuyacak saatte uyanır olmuşsunuzdur. Günle gece birbirine karışmış adeta düşman kesilmeye başlamıştır size. Yavaş yavaş ikisinden de nefret etmeye başlarsınız. Kaçmaya çalışırsınız her şeyden, herkesten. Satırların boşluğunda ya da notaların sessizliğinde bulmak istersiniz çareyi. O sırada gözünüz bir yere ilişir. Sabit kalır adeta. Ve işte tam o sırada geçmişe bakarsınız. Baktıkça görürsünüz güzellikleri. Yalnızca hüznünüzü artıran tatlı anılardır onlar.  Olmaz, olamaz! Bunlar işe yaramaz. Mutsuzluğunuzu çözecek yalnızca biri vardır. Geride ne varsa yalandır. Bir gülmenize bin gülen, bir ağlamanıza bin ağlayan biri...  Meraklı gözler ortaya çıkar bu andan sonra. Sorgusu, suali ek...

Yıldızları göremez oldum

Kıymetli okurlarım, Sevgiyle selamlıyorum. "Birçok yanlış olması, doğrunun tek olacağı anlamına gelmez." İnsanoğlu değişiyor. Hemen her zaman. Her an. Bunu kendimde de hissedebiliyorum. Bir gün beğendiğimi sonraki gün şiddetle karşılıyorum. Güzel olan bu belki. Sürekli aynı olsaydınız, mütemadiyen aynı düşüncelere, aynı fikirlere, aynı hislere sahip olsaydınız, sıkılmaz mıydınız? Ben sıkılırdım. Bu yüzden değişmek hoşuma gidiyor. Bazen çelişki oluşturuyor üzerimde. Şaşırmıyorum. Aksine hoşuma gidiyor. Zaten önemli olan doğruya ulaşmak değil mi? Peki, sırada hangi doğru var? Girişi bir kez daha kısa tutup şiirime geçiyorum. Dilerim hoşunuza gidecektir. Esenlikle... Yıldızları göremez oldum Artık çok uzaklar Ne bir bulut ne bir ay Onları kapatan Gözlerin... Yıldızları göremez oldum Neden böyle uzaklar? Hislerimi söyleyemez oldum Keyfim yok, O kadar. Filmlerde kaldı bin bir tanesi, Şimdi gökyüzünde hiçbir tanesi Yok, Bilmem ...

Kayıp Tüy

Kıymetli okurlarım, Merhaba! "Direnişi sonlandıran ne zorluktu ne de imkânsızlık; onu bitiren ihanetti." Sevdiğimiz herhangi bir şey, inandığımız bir amaç uğruna her zaman mücadelemiz olmuştur, olmalıdır da. Çünkü vazgeçmek kolay değildir. Bunu psikolojimiz ve fizyolojimiz üzerinde de hemen fark edebiliriz. Aniden yok olan bir cismin ya da duygunun boşluğunu sindirmek zor olacaktır. Ancak insanoğlu bazı zamanlarda da "zorunda kalmaktadır." Kabul edip önümüze bakmak da fayda olduğunu düşünüyorum, zira bocalamayı atlatmak ne kadar hızlı olursa ' homeostasi' nin sağlanması da o denli hızlı olacaktır. Öğütçü girişlerimden sıkılanları da düşünerek fazla uzatmadan şiirime geçiyorum. Daha önceden denemediğim ancak bu şiirimde uğraştığım iki yenilik de var.  Umarım hoşunuza gidecektir , Esenlikle... Bu akşam pencereme bir tüy düştü Sesi kulağıma yükseldi birden Ömrümdeki en büyük düştü Nasıl da çoğalacaktı birden Tüyün ...

Yağ Gönlüme ki Güneş Utansın

Değerli okuyucularım, Selam ve sevgi Eksik olmasın. "Fikirleri olgunlaştıran yıllardır." Şunu belirtmek isterim ki, şiir yazımında dikkat çekilen birçok nokta var. Bazen ansızın mı yazıldığına, yoksa günlerce sürüklenerek mi yazıldığına ilişkin sorular gelebiliyor. Elbette her ikisi de mümkün. Ancak sürüklenenler için söyleyebilirim ki daha çok zevk veriyorlar. Çünkü kusursuz formlarını hayal ettiğim oluyor. Tabii buna ulaşmaya çalışırken de sürekli kulplar arıyorum. Söylemem gerekir ki kusursuza ulaştığıma dair iddialarım da yok. Ancak şu ana kadar, ilham gelmesi ile yazdığım şiirleri paylaştım. Ve yine bir ilki deneyerek aylarca - hatta 1 yılı geçti - sürüklenmiş bir şiirimi paylaşacağım. Umarım hoşunuza gidecektir. Esenlikle... Sis ve yağmur gibiyiz seninle. Tutuşmamız belirsiz gökyüzünde Kaderimiz ayrı, yönlerimiz farklı Buluşmamız imkânsız yeryüzünde Yağ yağmur, dağılsın sisler Kahrolur, körelir hisler Sözlerin hala çınlıyo...

Yalanı kabul mümkün mü?

Yalan söylemenin kötü bir şey olduğunu öğrenerek büyüdük biz. Birkaç kez girişimde bulunsak da ufak cezalar alarak doğrudan sapmamaya devam ettik. Yalan söylemedik büyüyünce de. Ve de bir hata yaptık, kırdık bu kuralımızı, en büyük yalanı kendimize söyledik: herkesi kendimiz gibi zannettik. Yalancılarla karşılaştıkça şaşırdık, anlamadık çoğunu. Doğru olanı öğrenmiştik biz, o halde bu insanların yaptıkları neydi? Kızdık onlara, uzak tuttuk kendimizden; yeri geldi, dışladık. Nice verilen sözleri işittik geleceğe dair, hepsi bozulup devam etti yalanlar... Ve gün geldi biriyle karşılaştık. Dürüst olan biriyle. Kendimizi hatırlattı bize. İlgimiz arttı önce ve vakit geçtikçe sevmeye başladık onu. Ortak hayatımız oluşmaya başladı. Sonunda hoşnut olduk. Her şey olması gerektiği gibiydi artık. Bir-iki sefer şüphe ettiysek de doğrular gözüktü daima ve net bir şekilde. Her zaman mantıklı açıklamalar vardı, kulağa hoş gelen sözlerle. Yalancıları hatırladıkça öfkelendik, daha sıkı sırıldık birb...

Kutsal Aşk

Merhaba, Kıymetli okuyucularım! "Okumak, okumak ve daha çok okumak..." Şiir okuduğumuz zamanlar ruh halimiz çok değişken olur. Kimi zaman depresif iken kimi zaman ise adeta mutluluktan ölürüz. Deneyin ve görün ki, yazarken de öyle. Hatta çoğu şiirimi yazdıktan belirli bir süre sonra neden böyle şeyler yazdım diye kendime çokça sormuş olduğum da vardır. Bugün size uzun fikir yazılarımdan farklı olarak bir şiirimi paylaşacağım. O yüzden girişi kısa tutmak istedim. Her türlü yoruma genel ve özel mesajlarla açık olduğumu belirterek şiirime geçiyorum. Umarım hoşunuza gider. Esenlikle... Savaştan dönen haçlı gibi Umutsuz kaldım, fısıldıyorum sende Vaatler çok, kutsal topraklar gibi Yarasız kanım, fışkırıyor tenimde Cihat eden mücahit gibi Tek amacım oldun aslında Tanrının bir olduğu gibi Yerin sabitti aşkımda Ağlama duvarı önü gibi Rakip olur gözyaşlarım ise Ademin kovulması gibi Gözlerin yasaklı meyve ise Bilmez misin kader gibi Oyun var önümüzde, açık Sevgimiz iba...

Amaç yönüyle Mutluluk

Kıymetli okuyucularım, Sevgi ve mutluluk sizden eksik olmasın. Bu yazımda fikrimi belirtmek isteyeceğim bir husus var. Kıyasa tabi bir husus. Elbette ki, farklı görüşler belirtilebilir; ancak ben kendi görüşümü açıklamak istiyorum. Mutluluğun ne kadar önemli bir duygu olduğunu elimden gelen her fırsatta belirtiyor, bu konuya dikkat çekmek istiyorum. Mutluluk üzerine düşünürken, aklıma mutluluğun geliş yolları geldi. Bunları gruplandırdım haliyle; ilki uğraşı sonucu kazanılan mutluluk ve diğeri beklenmedik mutluluk. İlkine asıl amaç mutlulukları, ikincisine de tesadüfî mutluluklar ya da sürprizler diyebiliriz. Bu mutlulukların bize getirdiği iki önemli sonuç vardır. İlki mutlak(ya da mükemmel) mutluluk, ikincisi ise geçici(ya da cüzi) mutluluk. Mutlak mutluluğu tanımlayacak olursak, mutlak mutluluk insanın mükemmeli dir. Ancak bu hedefine ulaşırsa mutlu olacağı, bu amaç uğrunda karşılaşacağı hiçbir mutluluğun onun kadar mutlu edemeyeceği mutluluktur. Kesin mutlulu...

Bana e-posta gönderebilirsiniz

Ad

E-posta *

Mesaj *