Başlangıç
Değerli okurlarım,
Herkesin yazın hayatına bir girişi vardır. Benimkinin de ilginç bir hikayesi var. 12. sınıfa başlamadan önceki yaz tatilimde beklemediğim şekilde kararımı değiştirdim. Önümde gireceğim YGS - LYS isimli sınavları hiçe sayarak, çalışmayı bıraktım. Okumaya başladım. Evet, kitap okumak daha iyi geliyordu bana. Zira derslerden bunaldığım günlerde tam bir rahatlık veriyordu. Aslında tamamen bir isyan değildi bu. Çünkü bu kararımın bana sayısız faydası olacaktı. Bunu biliyordum ve görmek için sadece bekliyordum. (Yaz tatili bittikten sonra mecburen çalışmaya başladım, tabii.)
Bir gece ansızın verdiğim kararla - ki bu okumaya başlamaya karar verdiğim geceyle aynı gecedir - babamın kütüphanesiyle kendi kütüphanemi ayırırken tesadüfen elime biz henüz 6. sınıf iken valiliğin dağıttığı “Hani Her Şey Oyundu” kitabında edebiyata ilk başlayışımı gerçekleştiren yazılarımı buldum ve kaybetmemek için buraya aktarmaya karar verdim. 271 sayfa süren kitaba 272. ve 273. sayfalara kendime ait olan yazıları eklediğimi hatırladım. Hatta buraya geçirmeden önce tekrar incelediğimde yazarlar bölümüne kendi adımı eklediğimi görünce de gerçekten çok şaşırdığımı inkâr edemeyeceğim. Lafı daha fazla uzatmadan beni 7 sene öncesine götüren bu yazımı - aynı zamanda bir anıdır benim için- buraya yazmak istiyorum:
(Sonradan kitaba tarafımdan eklenen 272 - 273. sayfalar) :
-------------------------------------------------------------------------------------
-------------------------------------------------------------------------------------
Son olarak şunları söylemek istiyorum. Dilbilgisi hatalarımı bilerek düzeltmedim. Zira 6. sınıf öğrencisinin yanlış yapması normal karşılanabilir. Şayet düzeltseydim, samimiyetten uzaklaşabilirdi. Bir diğeri de koyu renkli parantezler. Anlam bütünlüğünü sağlamak için mecburen düzeltmek zorunda kaldım.
Esenlikle...
Herkesin yazın hayatına bir girişi vardır. Benimkinin de ilginç bir hikayesi var. 12. sınıfa başlamadan önceki yaz tatilimde beklemediğim şekilde kararımı değiştirdim. Önümde gireceğim YGS - LYS isimli sınavları hiçe sayarak, çalışmayı bıraktım. Okumaya başladım. Evet, kitap okumak daha iyi geliyordu bana. Zira derslerden bunaldığım günlerde tam bir rahatlık veriyordu. Aslında tamamen bir isyan değildi bu. Çünkü bu kararımın bana sayısız faydası olacaktı. Bunu biliyordum ve görmek için sadece bekliyordum. (Yaz tatili bittikten sonra mecburen çalışmaya başladım, tabii.)
Bir gece ansızın verdiğim kararla - ki bu okumaya başlamaya karar verdiğim geceyle aynı gecedir - babamın kütüphanesiyle kendi kütüphanemi ayırırken tesadüfen elime biz henüz 6. sınıf iken valiliğin dağıttığı “Hani Her Şey Oyundu” kitabında edebiyata ilk başlayışımı gerçekleştiren yazılarımı buldum ve kaybetmemek için buraya aktarmaya karar verdim. 271 sayfa süren kitaba 272. ve 273. sayfalara kendime ait olan yazıları eklediğimi hatırladım. Hatta buraya geçirmeden önce tekrar incelediğimde yazarlar bölümüne kendi adımı eklediğimi görünce de gerçekten çok şaşırdığımı inkâr edemeyeceğim. Lafı daha fazla uzatmadan beni 7 sene öncesine götüren bu yazımı - aynı zamanda bir anıdır benim için- buraya yazmak istiyorum:
(Sonradan kitaba tarafımdan eklenen 272 - 273. sayfalar) :
-------------------------------------------------------------------------------------
BU İKİ SAYFA ÂŞIKLAR
İÇİNDİR. (AŞK ŞİİRLERİ VE SÖZLERİ)
AŞKI YAŞAMAK
*Aşka kapılan bir kişi asla aşkından vazgeçmez. Ama bu aşk
geçici ise insan 1 salise de vazgeçebilir. Ama aşk kalıcı ise insan ömrünün
sonuna kadar vazgeçmez.
AŞKA CEVAP
*Aşkına cevap veren bir(i)
varsa bu aşkı yaşa eğer aşkına cevap veren biri yoksa o aşka hiç katılma.
AŞKA KAPILMAK
Aşka kapılmak kolay değildir.
Aşka kapılınca aşkı ya yaşarsın.
Ya da çekip gidersin.
İşte aşk budur.
AŞK ÖYLE BİR ŞEYDİR
Kİ (Aşıklar için)
Aşk öyle bir şeydir ki;
Aşk olmadan insan yaşayamaz,
Tıpkı susuz kalan bir insan gibi.
Aşk yoksa insan çok üzülür,
Tıpkı acıklı bir hikaye gibi.
Aşk öyle bir şeydir ki,
İnsan(ın) karşısına ner(e)de ve ne zaman çıkacağı belli
değildir.
AŞK TESADÜF DEĞİLDİR
Aşk tesadüf değildir.
O(aşk) aniden karşına çıkar.
Sen onu ya yaşarsın.
Ya da ömür boyu Ah’larsın.
Son olarak şunları söylemek istiyorum. Dilbilgisi hatalarımı bilerek düzeltmedim. Zira 6. sınıf öğrencisinin yanlış yapması normal karşılanabilir. Şayet düzeltseydim, samimiyetten uzaklaşabilirdi. Bir diğeri de koyu renkli parantezler. Anlam bütünlüğünü sağlamak için mecburen düzeltmek zorunda kaldım.
Esenlikle...
Yorumlar
Yorum Gönder