Kayıtlar

2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Üzerken üzülmek mi?

Merhaba, Kıymetli okuyucularım... Umarım doğrusuyla yanlışıyla ileri sürdüğüm görüşlerimi beğenerek karşılarsınız. Sözün meclisten dışarı olacağını vurgulayarak karalamaya başlıyorum. Günlerin geçmesi problem değildir. Boşa geçen vakitlerin değeri bilinmesi için gelecekte de bu zaman dilimindeki şahıslarla münasebetinizin olması gerekir ki boşa geçirdiğiniz o vakitlerde yanınızda olmadıkları için mutsuzluk duysunlar. Aksi takdirde kendi başınıza vakit yemeniz, boşa olsun ya da olmasın, ne fark yaratacaktır ki? Öyle biri yoksa... Kimi zaman yalnız kaldığımız kabul edilmesi mecbur olan bir gerçektir. Zaten istemesek de bünyemiz bizi buna itecektir. Düşüncem şudur ki, insanoğlunun dünya üzerindeki ihtiyaçları hiçbir zaman bitmeyecektir. Bazen hiçbir şey yapmamayı istemesi de söz konusu olabilir. Ancak bu gibi durumlarda birinci tekil şahsın iradesi önemlidir. İsteğinin ölçüsü yahut istemediğinin varlığı önemlidir. Bir de bu duruma "düşürüldüğümüz" olaylar mevz...

Zamansız zaman

Kıymetli okuyucularım, Selamlar üzerinize olsun. Sevginiz gönlünüze sığmasın. Gülümsemeniz eksik olmasın. Bu yazımda "bugün"ün üzerinde durmak istedim. Hepimizin bildiği üzere bugün Aralık ayının 11. günü. Farklı şeyler arayan insanoğlu mevcut takvimi kullanarak 11/12/13'ü buldu tabii. Bir kez daha böyle sıralanmış tarihin 2103'e kadar olmayacağını söyleyerek iyi de reklamını yaptı. İster istemez bazı anlamlar yüklendi, "RASTGELE BİR GÜN" e. Sevgililerin birbirine mesaj atması, bazı uyanıkların kendini affettirmek için araması, "o an"ı ölümsüzleştiren fotoğrafların çekilmesi, yepyeni sürprizler... nice hareketlere şahit olduk. Olmasak bile sosyal medya sağ olsun, şahit olmak zorunda bırakıldık. Reklam kokan hareketler döndü etrafımızda. Bayram havasıyla geçen bir gün gibi. Eleştiriyor muyum? Hayır. Ben de yaptım. Ben de mesaj attım, aradım vs. Ne anlayarak yaptığımız önemli. Şov mu? Duygu mu? Hangisini hissettik? Fark etmemiz gereken neydi,...

En çok sevdiklerimiz üzer.

Merhaba, dostlar!                Şu an burada ne demeliyim? Neyden * (bu sözcüğün kesinlikle yazı diline geçmesi gerekli) sakınmalıyım, neyden gocunmama gerek yok, bilmiyorum.                Başlangıç için merhaba demek, kısa bir yazın geçmişi anlatmak kolaydı. Hatta bunu devam ettirip ilk şiir, ilk aruz şiirimi paylaşmayı düşünüyordum. Ancak nereye kadar hazırdan tüketebilirim ki? İlklerdeki eksikliklerin hoş görülmesine sığınıp paylaşım yapmaksa mesele, bu ilkleri artırmak her daim mümkün. Oysa kendimi geliştirme gibi bir hedefim, eleştirilere açık olma gibi bir iddiam varsa biraz daha elle tutulur ürünlerimi paylaşmam gerekli. Zira kaçınılmaz son dedikleri bu olsa gerek. Lakin vakit yazılanları ifşa etmeye geldiğinde bir korku sarmaya başlıyor açıkçası. Bu korkunun nedeni apaçık ortada ki nasıl sunacağımı bilemiyor olmam. Bilhassa yapılan...

Başlangıç

Değerli okurlarım, Herkesin yazın hayatına bir girişi vardır. Benimkinin de ilginç bir hikayesi var. 12. sınıfa başlamadan önceki yaz tatilimde beklemediğim şekilde kararımı değiştirdim. Önümde gireceğim YGS - LYS isimli sınavları hiçe sayarak, çalışmayı bıraktım. Okumaya başladım. Evet, kitap okumak daha iyi geliyordu bana. Zira derslerden bunaldığım günlerde tam bir rahatlık veriyordu. Aslında tamamen bir isyan değildi bu. Çünkü bu kararımın bana sayısız faydası olacaktı. Bunu biliyordum ve görmek için sadece bekliyordum. (Yaz tatili bittikten sonra mecburen çalışmaya başladım, tabii.) Bir gece ansızın verdiğim kararla - ki bu okumaya başlamaya karar verdiğim geceyle aynı gecedir - babamın kütüphanesiyle kendi kütüphanemi ayırırken tesadüfen elime biz henüz 6. sınıf iken valiliğin dağıttığı “Hani Her Şey Oyundu”   kitabında edebiyata ilk başlayışımı gerçekleştiren yazılarımı buldum ve kaybetmemek için buraya aktarmaya karar verdim. 271 sayfa süren kitaba 272. ve 273. sayfala...

Merhaba deyişi

Çok kıymetli bir dostumun ısrarlarına dayanamadan çıkıyorum bu serüvene. Ne kadar desteklenirim ne kadar kösteklenirim bilmiyorum. Bunu elbette ki zaman gösterecek. Şimdilik bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete diyerek başlıyorum. Yazmak her insanın yapabileceği bir şey şüphesiz. Fakat bazılarının yazılarının albenisi o denli yüksek ki, okumayana aşk olsun. Böyle biri olmak işte, amacım. Ne kadar sürer, ne kadar başarılı olurum? Bilmiyorum. Okuyanlara bağlı. Çok fazla da lafı uzatmak istemiyorum. Paragraflarla dolu merhaba denildiği görülmüş şey midir? Lakin şunu da eklemeden bitirmek istemiyorum. Okuyucularım çekinmeden yazım ve noktalama hatalarını bildirirlerse gerçekten mutlu olacağım. Zira genç bir yazıncı olarak bu beni geliştirmemin tek yolu. Çıraklığın bitmesi, hayli zaman alan bir süreç. Bu süreç yanımda olacaklara şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum. Söyleyeceklerim başlangıç için bu kadar, umarım ki ileride paylaşacaklarım ilginizi çeker. Esenlikle...

Bana e-posta gönderebilirsiniz

Ad

E-posta *

Mesaj *