Kayıtlar

son eklenen paylaşım

ölümsüzlük şerbeti

İnsanoğlu hep geç olduğunda anlar En azından ben sevgilim Dün "sizden" esirgediğim tüm güzel sözleri Bugün yokluğuna armağan ediyorum Böylece anlam kazanmakla kalmıyor hislerim Yokluğum içinde kavuşuyor ölümsüzlüğe Ruhumla bağlanıp ab-ı hayatı içiriyor bana Elde edilecek tüm başarıların ötesinde Lokman'ın reçetesini yazıyor acısıyla her gün Var oluşumu ispatlıyor her var oluşa Dizeler uçup sayende vardıkça kulaklara

Yeşili azalan

Böyle giderse semtim Ye Diyecekler ki: eskidenmiş Bahçeli evler Zira gün geçtikçe azalıyor yeşiller Bunu fark ediyormuş gibi Yazın daha çok polen verir oldu bitkiler

Duraksayıp

Şimdilerde aynı anda duraksayıp  Belki de dalacağız uzaklara Sebebini bilmesek de Gözlerimiz sanki yek diğerini arıyorcasına Bulunduğumuz eksik yerlerden  Boşluğa bakıp uzaklaşacağız Boşluk kavuşacak günün birinde Gözlerimizden çıkan ışınlar da Elbet gerçek olacak bu vuslat  Ta ki biz geçtikten sonra  Birbirimizden

kaostan çıkış

Ve bir deprem olur anlarsın Kimi ne çok sevdiğini Çaresizce yürürken bir başına Ulaşmak istersin her rüzgarla Ümit olur hatıraların biriktiği sokaklardan  Neşeli çocuk sesleri yükselirken  İşte böyle unutulur gider acılar Artık keder vermez geçmişteki hikayeler Umutla bakar geleceğe şair Gönlü feraha kavuşurken zahir Nicedir beklenen dong sesi çalmış gibi rahatlar Yumuşak ellerin masajı ile açılır tüm o sert kulunçlar Ve sularından bulunmuş şifalarıyla Kiminin gidişi kiminin dönüşüdür hayata Yolun sonunda ya rotalar bölüşülür ya da anılar daima

en uzun gün

en uzun gün de biter hemen fark etmez kimileri oysa başlar hemen geceleri uzamaya aylar sürer hissedilmesi bazen bitmeyecek sanılan o gün hissettirmeden kaçar ortalıktan yokluğu düşünülmezken mutluluğu ne de uzundu tutulmaya kurban edilmişçesine gölgede kalmışsa da ilk bakışta  yaşayanlar için diridir hafızalarda  en uzun güne dahi sığmaz  en kısa anlarda yaşanan mutluluklar gel gör ki bitti seven için sevene rağmen ve sevilene göre geceler uzadıkça uzadı güneş ışığını kıstıkça kıstı sonu gelmez oldu karanlığın birazdan sökecekse de şafak ne sabır kaldı ne heyecan kavuşmaya kaynağına dünyanın belki başka yıldızlardan umulsa da medet hoş hepsi uzaktır dünyasına aşığın ne aydınlatmaya yeter ne de ısıtmaya ışıkları yüzü ağartmaz ya ışınları gönlü ferahlatmaz yoksunluğu bile sönmüşse aşk alevi deryalara süzülüp en uzun günlerden birinde sınır bekleyen ellere uzanmak ister kalp son kez olsun sarılmak için dileği sabittir artık dökülürken heceler dilden uzağında kalacak sevdanı...

Mutluluk bahçesi

Biz ki mutluluk bahçesinden gönüllü ayrılanlar  Şimdi duyduğumuz kuş senfonileri bile hüzün verir  Gökteki ulu tanrının aşkı ile yankılanır ibadet çağrıları  Şimdi bize cennetten kovulmak öğretilir Olmaz bir dakika gücümüz mücadele etmeye Yıkılıp kalksak da ayağa yine tökezlemekten çekinmeyiz Kimine göre belki yeterince gözü kara da değiliz  Affetmez günahlarımızı tanrı ya ondandır biliriz Herkes bayılır derslere vermeye ve tavsiyeler dizmeye Kuru bir tebessümle dinleriz zihni kopyalarımızı Düşünmek mi lanetimizdir yoksa duygularımız mı melun Görün artık anlayın bozulmuştur düzenimiz  Gelmeyecektir huzur bize geri gayrı Her şey olur biter ve biz sadece izleriz

Bana e-posta gönderebilirsiniz

Ad

E-posta *

Mesaj *